YALÇIN DİNÇ

Seçimden sonra sosyal medyada insanlar zamlardan dolayı lanet okumaya başladılar. 
Size ne oluyor? Önünüze sandık koydular, tercihinizi yaptınız. Oyunuzu silah zoruyla mı aldılar? Bilmiyor muydunuz seçimden sonra bu zamların geleceğini? 
Seçim öncesi izlenen seçim ekonomisi ile şişirilen maaşlar, bedava doğalgazlar, petroller, elektrikler, atamalar… v.s 
Sözün özü; ‘’Dede yediğini öde.’’ devri başladı.
Seçip, görev verdiyseniz önünüze sandık gelene kadar yakınmanın bir manası yok. 
Kimsenin konuşmaya hakkı yok. Sadece boş konuşma oluyor, etkisi kocaman bir sıfır.
Karar mercii olarak kararınızı verdiniz. 
Mikrofonu gören ; ‘’Senelerdir oy verdim. Bin pişmanım. Bundan sonra görüşürüz. ’diyor. 
Atı alan Üsküdar’ı geçti…
Bunu da siyasetçiler, özellikle iktidar çok iyi biliyor.
‘Nasıl olsa ikna oluyorlar’ düşüncesindeler.
Bu zamlarda hükümetin suçu yok mu? Hem de çok var ama hükümet iki zam koyuyorsa, vatandaş on beş koyuyor zammı. 
Alışveriş merkezleri eğer her gelen zammın üzerine fazladan yüzde 40 koymuyorlarsa ne derseniz onu yaparım. 
Artık faturasız alışverişler başladı. 
Nerede Hükümet Allah aşkına? Bir denetleyin artık, iş zıvanadan çıktı.
Araban bozuldu, sanayiye gidiyorsun, usta alıyor 1000 lira ama ortada fatura yok.  
Araba parçası alıyorsun 13000 lira ama ortada fatura yok. Adamlar cayır cayır çalışıyor, para basıyor ama denetleyen yok.
Nakliyeler tavan yaptı. 500 km yola 18 bin istiyor. Ne yakıyor bu araba diyorsun, 0.75 kuruş yakıyor diyor. Paraya bak ya, faturada vermiyorlar. 
Devlet Ocağı kömür işletmelerinden bile kömürler faturasız çıkıyor.  
Örneğin; Soma işletmesinde geçen yıla kadar sadece devlet ocağı vardı ve tüm Türkiye’ye kömür yetiştiriyordu. Verdiler üç beş kişiye, fiyatları tavan yaptırdılar. Kömür de faturasız satılıyor ha… Faturalı şu fiyat, faturasız şu fiyat diyorlar. Bir tır kömür, ocak çıkısı 95 bin lira. Paraya bak, soyuyorlar devleti kimse ses çıkarmıyor. 
Bakın beyler, insanları yoksullaştırarak para kazanıp, refah içinde mi yaşayacağınızı zannediyorsunuz? 
‘Aç tavuk buğday ambarını delermiş.’  Aç kalan insan sana o zenginliği yaşatmaz, bunu da bilin.
Bu alışveriş merkezlerine bir durun deyin. Sebze meyve ürünleri tavan yapmış. Yapar tabi… Her alışveriş merkezinin en az 10 bin mağazası var. Her mağaza her çeşit sebze ve meyveden 500 kg alsa
5 milyon ton sebze meyve eder. Haberiniz var mı? 
Piyasadan 5 milyon ton patates, domates, soğan çektiklerini düşünün. 
Halciye mal kalmıyor, tabiî ki tekelleşiyorlar. Halde Pazarcı esnafına mal kalmıyor, pahalıya mal alıyorlar. Mecburen pahalı alıp pahalı satıyorlar. 
Yarın yasaklayın büyük alışveriş merkezlerinde sebze meyveyi, patates 3 lira, domates 5 liraya, soğan 2 liraya düşmezse o zaman konuşun.
Müteahhit, 1 milyon liraya mal ettiği 3+1 dairelere 4 milyon diyor. Hadi müstakil olsa tamam olur deriz ama bu apartman dairesi. 
Nedir bu para hırsı?
Bayiler sıfır araba vermiyor, yok diyorlar… Galerilerde de araba dolu. Yok diyorlar, neymiş internet üzerinden satış yapılıyormuş.
Bir de bu sistem çıktı. Giriyorsun araba almak için sisteme, araba yok… Ama bir aracı buldun mu, o aracı da otomobilin fiyatı 2 milyonsa 300 bin de o alıyor o zaman galerilerde araba var.
Ne oluyor bu millete ya? 
Yazıklar olsun. Bu ülkenin bu duruma gelmesinin tek sebebi biz insanlarız. Başka suçlu aramaya gerek yok.
Kendimiz ettik, kendimiz bulduk. Bizler bu şartlara layığız.