FEVZİ DİNÇ / KADINHANI SÖZCÜ GAZETESİ

1928 yılında açılan Millet Mektepleri ile birlikte Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlayan cehaletle savaşın onurlu neferlerinin gurur günlerinin 91’inci yılını geride bıraktık.
Başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete ulaşarak aramızdan ayrılan Öğretmenlerimize rahmet diliyor, üzerimde emeği olan kendi Öğretmenlerim nezdinde tüm Öğretmenlerin bu gurur gününü tebrik ediyorum.
Kendi Öğretmenlerim deyince, huzurunuzda; saygıdeğer, idealist, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olan ve bu düşüncelerle bir ömrünü Cumhuriyete nefer yetiştirmek için geçiren, bu yıl ki eğitim dönemi başlamadan ise emekliye ayrılan Musa Polat Hocam’a teşekkürü borç bildiğimi belirtmek istiyorum.
Musa Polat’ın yetiştirdiği binlerce öğrenciden istisnasız her birinin onun gibi bir eğitim insanını tanımış olmanın gururunu yaşadığından hiç şüphem yok.
O ki; hayatını sadece ve sadece eğitime adayan, yaptığı onurlu mesleğe hep saygı duyan, ideallerini çıkarlarından önde tutan, mesleğini onuruyla yapan, camiada örnek gösterilecek bir Öğretmen olarak başı dik başladığı görevini yine başı dimdik olarak sonlandırdı.
Eğitim camiası o ve onun gibi düşünen eğitimcilerden ne kadar faydalandı bilinmez ama öğrenciler sizden çok şey öğrendi Sayın Hocam.
Duruş öğrendi, saygı öğrendi, insanlık öğrendi, fikir öğrendi, ders öğrendi...
Benim için eğitim camiasında bir rol model olan değerli Hocam Musa Polat’a emekleri için teşekkür ediyorum ve hayatının bundan sonraki döneminde kendisine sağlık ve mutluluk diliyorum.
Malesef ki; eğitim alanında ülkemizin bir türlü verim alınamayan bir sistemi var. Sistem, kuruluştaki temel ilkelerden uzaklaştıkça bozuldu ve tüm çabalara rağmen tekrar istenilen seviyeye getirelemedi.
Eğitim seviyesi yükseldi ama kalitesi düştü.
Cumhuriyetin 90’lı yıllarına kadar olan dönemde yetişen bir lise mezunu şimdi ki Üniversite mezunundan daha kaliteli bir eğitime sahip bence.
Milenyumla birlikte eğitimdeki kalitemizi de kaybettik.
Tabi bunda insanlığın kalitesini kaybetmesi etkili. Bu insanlıktan olan Öğretmenlerimize çok iş düşüyor. Sizin kaliteniz toplumun kalitesine yansıyacaktır. Sistem değil istem bu işin belirleyicisi olacaktır.
Örneğin; sistem, Öğretmen’e kıyafet serbestisi getirse bile Öğretmenlerimiz bu serbestiye göre değil mesleğine, öğrencisine ve en başta kendisine olan saygısına göre hareket etmelidir.
Başlangıç noktası olarak bu örnek bence önemli.
Yukarıda değerli Hocam Musa Polat’tan bahsetmiştim ya, mesela biz onu hiç bir zaman saçlı, bir karış sakallı, kot pantolonlu, spor ayakkabılı görmedik. Tatiller de bile.
Bu sadece başlangıç için küçük bir örnek. Umarım daha gerekli bir çok niteliğe sahip Öğretmenler sayesinde kaliteli nesil yetiştireceğiz.
Bilmem anlatabildim mi?