• Konya5 °C

FEVZİ DİNÇ / KADINHANI SÖZCÜ GAZETESİ

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
FEVZİ DİNÇ / KADINHANI SÖZCÜ GAZETESİ

23 NİSAN

23 Nisan 2019 Salı 23:35

 

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve vatansever, samimi, gerçekçi, dürüst ve adanmış insanlardan oluşan heyet, 99 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisimizi açarak özgürlüğümüzü demokratik bir çatının altında millet egemenliği ile devam ettirmemizin kapısını açtı. Başta Aziz Atatürk olmak üzere hepsini saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz. Günümüz kutlu olsun.

Bu anlamlı günü çok önem verdiği ve geleceği en iyi şekilde şekillendireceklerinden şüphe duymadığı çocuklara armağan eden Mustafa Kemal Atatürk; bunu, "Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz." sözleri ile dile getirmiştir.

Egemenliği kayıtsız şartsız millete emanet eden Atatürk’ün acaba milletten beklentileri neydi? Millet iradesinin tecelli edeceği yerin açılış gününü çocuklara armağan edip, onlara, ‘ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız, sizlerden çok şey bekliyoruz.’ derken neyi amaçlamıştı? Demokrasinin egemen olduğu ülkemizde, yönetimde söz sahibi olan her ülke vatandaşının nasıl bir yeteneğe sahip olmasını hayal ediyordu?

Elbette kara kaşımızdan kara gözümüzden bir şey beklemiyordu.

Sanırım; zihinlerin parlak oluşundan, olaylara nasıl bakabildiğimizden ve nasıl görebildiğimizden, sorgulama yeteneğimizden ve en önemlisi eğitimli ya da değil cahil kalmamamızdan bahsediyordu. Onun için işin temeli olan çocuklara değer veriyordu. Onların, parlak zihinlere sahip olarak yetişmelerini ve aydınlık nesiller oluşturmalarını hayal ediyordu.  

O günün çocuklarının şimdi torunlarının çocukları var. Demokrasiye katkı sunan her bir ülke vatandaşının sağlam kafaya sahip olması gerekir. Özgür iradesi ile sorgulayabilen, değerlendirme kapasitesi yüksek, derin bakış açısına sahip, efendisi olduğu ülkesinde dönemin liderlerinin, devlet adamlarının her açıklamasını ağzı açık ayran budalası gibi dinlemeyen, bu sayede galeyana gelmeyen, irdeleyen, her yapılanın her söylenenin doğruluğunu sorgulayabilen, unutkan olmayan vatandaşlar gereklidir. Kendi dünya görüşünün ülke yönetimdeki önemini unutmamalıdır. Beyninin uyuşturulmasına kesinlikle izin vermemelidir.

Ülkemizde siyasi görüşlerin liderleri ne yaparsa peşindeki toplulukta o yöne doğru hızla ve şuursuzca koşmaya bayılıyor. Oy verdiği kesimin doğruları ya da yanlışları ile hiç ilgilenmiyor. Yaptıklarının, söylediklerinin hep doğru olacağını düşünüyor. Efendiler ayak oluyor hizmetkârlar baş. Biz o baş olan hizmetkârları akılları başlarında davransınlar diye oraya getirdiğimizi bilmeliyiz. Bilerek fikir yürütmeliyiz. Maalesef ki, bilmiyoruz ama hep fikir yürütüyoruz.

Yoksa demokrasi neye yarar ki? Demokrasiyi oluşturan halk; bilinçli, eğitimli olur ve eğitimli cahil kalmazsa bu değerimiz ancak o zaman anlam kazanır.

Yöneticilerden daha akıllı bir halk her ne kadar yöneticiler için istenmeyen bir şey olsa da köreltilmemize asla müsaade etmemeliyiz.

Asıl cevher bu milletin ta kendisidir. Kullanılmamalıdır. Tren olup isteyeni istediği yere götürmek yerine bizi sağlam bir geleceğe yürütecek makinistin rehberi ve kontrolörü olmalıyız.

 

Bu yazı toplam 1683 defa okunmuştur.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Kadınhanı Sözcü | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Yazılımı: CM Bilişim