- Konya2 °C
- 17:04 - Belediye’ye yeni hizmet aracı
- 17:00 - İlçe Emniyet Amiri Türkyılmaz görevine başladı
- 16:13 - Mekke’nin Fethi ve Kudüs Gecesi'ne davetlisiniz
- 16:37 - HALKBANK ŞUBE MÜDÜRÜ DEĞİŞTİ
- 19:08 - Dilimizin Zenginlikleri Projesi’nin İl Birincisi Raziye Kahraman oldu
- 13:18 - DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜNDE ANLAMLI ETKİNLİK
- 13:45 - DÜNYA MARKASI OLAN CP YEMİ BÖLGENİN HİZMETİNE SUNDULAR
- 17:32 - Kontrolden çıkan koyun yüklü tır devrildi
- 16:59 - BELEDİYE GÜNEYDOĞU GEZİSİ DÜZENLİYOR
- 14:18 - TURŞU YAPMAYI EĞLENEREK ÖĞRENDİLER
- 14:04 - KADINA VE ÇOCUĞA ŞİDDETE PROTESTO
- 10:17 - SİGARA BIRAKMA POLİKLİNİĞİ AÇILDI
- 17:08 - VİCDANININ SESİNİ DUY!
- 15:58 - DUYARLI ÖĞRENCİ AYGÜN'E, MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ'NDEN TEBRİK
- 21:56 - ÜLKÜ OCAĞI BAŞKANLIĞI'NDAN ANLAMLI ZİYARETLER
FEVZİ DİNÇ / KADINHANI SÖZCÜ GAZETESİ
15 TEMMUZ
Şahsım adına; varlığından, cemaatinden, hizmetlerinden (!) haberdar olduğum, farkına vardığım yaşlardan itibaren Fettullah Gülen denilen şahsa FETO, FETO diyerek bu günlere geldim.
O zamanlar şaşalı zamanlar tabi. Ondan olmayanı dövüyorlar. Eeee bizde güçlüden yana değil haklıdan yana olmaktan başka bir şey bilmeyiz. Beklenti duymayız, medet ummayız, boyun eğmeyiz… Mücadele çetin geçiyor tabi.
Eşinle, dostunla, arkadaşınla, akrabanla kötü oluyorsun, FETO denilen varlık yüzünden. Dilimiz döndüğünce mücadele ettik, azınlıkta kaldık ve Allah’a havale ettik geçtik. Kul layığını yaşar dedik.
Bünyesi alışık değil tabi bu toplumun sorgulamaya. İlla başına bir iş gelecek. O zamanlarda da kafa yorulmuyor hiçbir şeye. FETO’dan kartviziti olmayana bir şey verilmiyor tabi. Gazete dağıtım işinde de olduğumuz için iyi biliyorum, FETO’nun gazetesine 3’er 5’er abone olunuyor. Siyasisi, Memuru, amiri, işçisi, esnafı…
Bünyemiz düşünmeye alışık değil ama hileye, kul hakkı yemeye, vicdansızlığa, torpile, hak etmeden almaya alışık olduğu için suyun başı o dönemde orasıydı, herkes hurra oradaydı.
Bu FETO başladı ülkenin ne kadar düşünebilen, aklı başında, ilim irfan sahibi, namuslu, vatansever, Atatürkçü olan komutanlarına, akademisyenlerine, gazetecilerine, siyasilerine, idarecilerine, futbol kulüplerine kısacası 15 Temmuz gibi planını yaptığı bir ele geçirme operasyonunda ayağına takılabileceklere yönelik tasfiye operasyonuna.
Haahhh dedik. Devleti yönetenler şimdi bunların ihanetinin farkına varacak. Çünkü devlet eliyle yapılıyor gibi gösterilen bu operasyonlarda birçok düzmece iş var. Mesela; dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından Genel Kurmay Başkanı olarak atanan Orgeneral İlker Başbuğ Paşa terörist diye tutuklanıp hapse atılıyor. Hem de ne yüzünden? Su borusuna dönüşmüş, miladı dolmuş, kazıda bulunduğu söylenen bir silah(!) yüzünden.
Başbakan atadığı Genelkurmay Başkanı’nın kim olduğunu bilmez mi? Bilir tabi. Bu minvalde şimdi ‘FETO patlayacak’ diye düşünürkeeeeeeeeeenn, hoooop yine azınlıkta kaldık. Ahali yine o suyun başından ayrılmıyor. Ne askerlerimize, ne gazetecilerimize, ne akademisyenlerimize, ne de büyük Fenerbahçe’mize denilmedik bırakılmıyor.
Ülkenin yöneticisi olan siyasi irade de bu operasyonların en büyük destekçisi.
Haydaaa… Ama biz aklımız yettiğince haklıdan olmaya devam ediyorduk. Güç ekseni adamı fırıldak yapar, biliyorduk.
Allah’a havale etmiştik ya, içimiz rahattı. Allah’ın adaleti şaşmazdı.
Şaşmadı da.
‘Bana değmeyen yılan bin yaşasın’ anlayışı tepeden tırnağa herkesi sardığı için bu ülkede, tepeyi yılan sokunca iş patladı. Milat oldu. Güçler savaşı verilmeye başlandı devlet kademelerinde. FETO devletten tasfiye edilmek isteniyordu ama basit bir iş değildi. Girişimler, uygulamalar derken FETO baktı ki tasfiye olacak, hain planını devreye soktu.
15 Temmuz 2016 gecesi işbirlikçileri ile Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetimizi ele geçirmek istedi.
Nihayet ki; bu karanlık ve hain yapılanma tamamen fark edildi. Fark ettik çünkü artık başımıza bir iş gelmişti. Hem de ne iş. Ülke elden gidebilirdi.
Neyin nereye varacağını pek idrak edemesek de, yılanın başını küçükken ezmesek de, çıkarımız olduğu sürece yanlışa doğru demeye devam etsek de iş başa düşünce damarlarımızdaki asil kan harekete geçiyor.
Sonuna şükür ki, öyle oldu. Milli birlik sağlandı ve hain planlar bozuldu. Hep ödediğimiz gibi bedeli oldu tabi. Şehitlerimiz, gazilerimiz oldu.
Bir de; zayıf olan sorgulama, sağduyu, bilinç eksikliğimiz yüzünden, içimdeki en büyük acılardan olan, askeri okullardaki masum öğrencilerimizin ve erlerimizin linç edilerek öldürülmeleri, maalesef.
Bu millet çok düşünmeyi sevmez ama bir aferinle yapamayacağı iş yoktur. Düşünmemenin bedelini maalesef yüzlerce şehit vererek ödedik. Zamanında işimize geleni tasvip ettiğimiz için sonunda önümüze gelen bedeli ağır ödedik.
Şimdi ise bu hain planın bozulmasının 3. Yıldönümündeyiz. Şehitlerimizi rahmetle anıyor onlara teşekkürü borç biliyoruz.
Vicdan rahatlığımızın verdiği en saf duygularımızla onlar için Allah’a dua ediyoruz.
Peki siz; zamanında işine geldiği için o gücün destekçisi olanlar, onlardan nemalananlar, suyundan içen, ekmeğinden yiyenler, çoluğunu çocuğunu kartviziti ile işe sokanlar, gazetesini dükkanının en görünür yerinde bulunduranlar, yine gazetelerini devlet kurumlarına üçer beşer alanlar, siyasi getirim sağlayanlar, onun güçlenmesi için her istediğini verenler, önüne yatanlar ve daha niceleri peki sizlerin vicdanı rahat mı?
Rahattır tabi, siz de vicdan ne arar? 15 Temmuz günü; en ön safta, elinize almaya layık olmadığınız o şanlı Bayrağımızı ilk sizler sallarsınız. Alışmış kudurmuştan beterdir. Güç dengesi değiştikçe fırıldak gibi dönmeye alışmışsınız. Çok şükür ki, şu an güç devlet denilen iradenin etrafında dönüyor.
Ama ders almazsanız daha bu kafalarla çok FETO gibi mahlûklar yaratırsınız.
Olay şu dur ki; Atatürk’ün dediği gibi; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirerek Cumhuriyetimizi yıkılmaz bir kale yapabiliriz. Yoksa bu yetişkinleri düzeltmekle uğraşmak boşa küre çekmekten başka bir şey değildir.
- Yorum Ekle
- Arkadaşına Gönder
- Yazdır
- Yukarı
Haber Yazılımı: CM Bilişim